YOKSULLAŞAN TÜRKİYE

Sesli AnlatımTürkiye ekonomisinin güncel kriz dinamiği, döviz-faiz kıskacı tarafından şekillendiriliyor. Ana akım yaklaşımlarda bu açmaz, finansal istikrar ile fiyat istikrarı arasındaki gerilim olarak da adlandırılıyor. Bunun temel nedeni, nominal faizlerin düşüş eğiliminde olmasına rağmen TL’nin değerli kalabildiği 2002-2013 arası küresel konjonktürün sona eriyor olması. 2013 sonrasında Türkiye ekonomisi üç kere stagflasyonist bir krizin eşiğine geldi, ikisinde aşabildi, şimdi üçüncü krizde STAGFLASYON`A girdik.
Hane halkı için durgunluk sıradanlaştı. Alınabilecek bir ürün için onlarca noktada yapılan fiyat araştırması bize STAGFLASYON yani durgunluk dediğimiz çemberin içine girdiğimizi gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimler öncesinde aniden Londra seferine çıktı. Orada gerçekleşen bir mutabakat var. Vatandaşlardan saklanan bu mutabakat sayesinde seçimler öncesinde kur artışları engellendi.
23 Mayıs sonrasında döviz krizinin eşiğinden dönülmesini mümkün kılan gelişme, Londra Mutabakatı idi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi heyetinin Londra’ya yaptıkları ziyaretin tam bir bozgun ile sonuçlanmasının ardından gerçekleştirilen II. Londra Seferi, küresel finans kapital ile Erdoğan yönetimi arasında bir mutabakat ile neticelendi. Londra Mutabakatı’nın üç maddesi var:

1. Seçimlere kadar kur istikrarının sağlanması(Finans kapitalin taahhüdü),
2. Bunun bedeli olarak yüksek reel faiz getirisi(AKP’nin taahhüdü),
3. Seçim sonrası uygulanmak üzere bir kemer sıkma programının hazırlanması(AKP’nin taahhüdü).

Hatta geçtiğimiz günlerde Türkiye gündemini meşgul eden MCKINSEY bile bu taahhüt çerçevesinde işe başlamıştı.
Kısaca meydanlarda karşı adaya “NAMAZ KILIYOR MU?“ sorusuyla ekonomi treninin gitmediği belli oluyor.

Namaz kılmaya devam edin.

Karnınız aç kaldığı zaman aklınıza şükretmek gelsin. Dolar yedi tl üzerine çıktıktan sonra geriye geldi.
Fakat gözden kaçanlar…

• NASDAG, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ortaklığından yüzde yedi hissesini paraya çevirerek ayrıldı.
• GAZPROM, Türkiye şubesi artık yok. O da hisselerini Adnan Şen beyefendiye devrederek krizin son virajında ayrıldı.
• Turgay Ciner ise Habertürk ve Show Tv kanallarını satarak İngiltere topraklarına zengin bir iş adamı olarak hicret etmiş oldu.
• Bu arada Londra civarlarında sokak alan Cengiz İnşaat anlaşılan bu sokağı, Türkiye içerisinde paraları cukkalayan ve bu toprakları soymuş, bu millet denilen halkın alacak bir şeyi kalmadığını düşünmüş olmalılar! Kendilerine vatandaşlık ve yaşam alanı olarak İngiltere topraklarını ve Kraliçe`ye hayırlı evlat olmayı seçtiler.
• Görevlerini başarıyla tamamladılar. Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti yıkılmıştı. 1919 – 1923 mağlubiyetinin karşılığını İngiltere almıştı. Fatura kabarık. Dahası KÜRDİSTAN kuruldu. Henüz resmen açıklanmadı. O da olsun bakalım.
  Ufukta ısınma sorunu var.

Tek sesli medya büyük bir olasılıkla bu haberleri vermeyecek. Medya tüm kanalları ile 46 C yani DELİ HABER dediğimiz mantık ve algısal haber akışına devam ediyor. Vatandaş farklı algıyı ve gerçeği bir türlü göremiyor.
Şehirlerde yaşayan insanlarımız bu kış ısınamayacak. Isınamayan insanlar çare bulamayacaklar. Bunu çok iyi bilen GAZPROM bile, hisselerini devrederek ayrıldı.
Şöyle bakalım! Peşin para dışında bize gaz akışını durduracak bir Rusya, ısınma krizini tetikler. Çünkü, krizde olduğu bilinen Türkiye, gaz ve petrol gelirleri ile beslenen Rusya için önemli ekonomik destek. Fakat! Ödeyemediğiniz zaman gaz akışı kesilirse, kış ayları çok zor geçer. Gaz yoksa yemek bile kaynamaz. Ve bu kış sert geçeceğe benziyor.
Bu kış öyle ak kafaların dediği gibi “kriz psikolojik” muhabbeti ile geçmez. Bugünden gaz satışında sıkıntı yaşanıyor. Sadece bir detay noktayı örneklendirdim.
Türkiye ekonomisindeki dar boğaz enerji fiyatlarında karşılık bulmaya devam ediyor. Elektrik ve doğalgaza Ağustos ve Eylülde olduğu gibi Ekim ayında da zam geldi.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü(OPEC) 23 Eylül’deki Bakanlar Toplantısı’nda üretimde artışa gitmeyeğini ifade etmesiyle Brent petrolün varil fiyatı 80 doların üzerine çıktı. Üstelik peş peşe petrol tahminleri yayınlayan kuruluşlar artışın devam edeceğini öngörüyor. Bu durum Türkiye gibi ülkeleri yakından ilgilendiriyor.
Kısaca kombilerinizi TEZEK moduna getirin. Sağa, sola attığınız odun veya kömür sobalarınız varsa hazırlayın.

Bacalarınızı temizleyin.. Yaşamak ve yaşatmak için.
Gaz lambaları ve lüküs fenerleriniz varsa onları hazırlayın.
Ehh on numara yağ yakıyor diye kızdığımız otobüsler var ya, çok ihtiyaç olacak. Yine varsa bisikletleri en azından kuru havalarda kullanırsınız.
İroni olsa bile, gerçekler çok acı.

Biz bu duruma Mustafa Kamal Atatürk öldükten sonra düşürüldük. Seksen yıldır tünelin ucunda ışık var diye yalan söyleyen siyasetçiler yüzünden düştük.
Bugün, on altı yıldır iktidar ve tek başına ülkeyi bu hale sokan Erdoğan ve avanesi hala diyor ki, TÜNELİN UCUNDA IŞIK VAR.
Daha ötesini yazmayacağım. Siyasi partiler ve liderleri, ideolojileri ile beraber bu topraklardan kazınacak, kazınmalı…

Türk milleti olarak bir seksen yıl kaybettik. İkinci bir seksen yıl kaybetmeye tahammül edemeyiz.

Efendim! Bu hafta bu kadar.
Bu arada ricam var.

Son kitabım MÜHÜRLÜ VAGON ÇIKTI.

Ve bir hatırlatma diğer kitaplarım…

• RABITA – Uğur Mumcu`dan sonra
• Atatürk`ün Yasaklanan Kitabı
• Yahuda – Atatürk ve Cumhuriyete kuşatma.. Okuyunuz.

Dost, İnkilap, Sözcü, Kitapyurdu, Remzi ve D&R, Kitapsan  kitabevleri ve online internet satış sitelerinden temin edilebiliyor.

Unutmayalım.

13-14 Ekim tarihlerinde Cumartesi ve Pazar günleri, Edirne 6.Kitap fuarında Doğu Kitabevi standında kitaplarımı imzalayacağım. Trakya ve civarı tüm okurları bekliyorum.

Sevgi ve huzur sizlerin olsun.

Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci