Resmi Mobil Uygulamamızı Yüklemek için BURAYA tıklayınız

Terörün turizme yansımaları

Dünyada terörün yaşanmadığı ülkeler artık yok. Sadece dozu ve amacı farklı olarak yaşanan terör var. Terör insanlığın baş belası olduğu kadar yaşamın da bir parçası haline geldi. Somalili korsanların 21.Yüzyıl korsanlığı artık illegal bir durum haline geldi. Ortadoğu’da hemen her yerde bir çatışma var. Türkiye son otuz yılını terörle beraber yaşayarak geçirdi. Sri Lanka aynı şekilde uzun yıllardır devam eden bir terör dalgası ile yaşamayı öğrendi.

Hindistan teröre Başbakanlarını kurban olarak verdi. Rusya aynı şekilde sonu bilinmeyen bir çatışmayı sürdürüyor. İspanya, İngiltere, Fransa hepsi bir şekilde terörün karşısında kağıttan kaleler gibi duruyor.İtalya,Yunanistan ve Almanya farklı yerlerde olmalarına rağmen her an terör tehdidi ile karşı karşıyalar.

Kısaca gelişmiş ve gelişmemiş dünya olarak ayrışan dünyada her yerde ayırt etmeksizin bir terör dalgası yaşanıyor. Terör dalgasının tsunamisi 11 Eylül 2001 saldırıları ile daha büyük yoğunluk kazandı. Öyle ki artık terör adı altında dünya devleri büyük orduları ile yeni bir dizayn çabasının içine girdiler. Fakat unutulan bir şey var. Terör ABD’yi hedef alırken verilen tepki direk hedefe oturtulan İslam ülkeleri oldu. Irak bile 11 Eylül saldırıları sonrasında müttefikler tarafından hedef alındı.

Afganistan 11 Eylül’ü düzenleyen El Kaide’nin merkezi denilerek işgal edildi. Şimdi Afganistan’ın ekonomik ve askeri yapısına baktığınızda adı ne olursa olsun ABD ile güreşebilecek yapıda olmayan bir ülke terör merkezi adı altında işgal edildi. Perde gerisinde NATO çıktı. Ve bugün Afganistan artık NATO için kontrol edilebilir uçuşa yasak bölge. NATO’nun bilgisi dışında hava sahasını kullanma yasağı var. Belki hiç kimsenin beklemediği başka bir müdahale NATO adı altında Libya’ya yapılıyor. İttifakın yeni hedefi Suriye olabilir mi ? Muhtemelen NATO Suriye’ye askeri müdahale için düğmeye basmaya hazırlanıyor.

Çok övündüğümüz vizelerin kaldırılma meselesi burada düğümleniyor. Türkiye olarak vizeleri kaldırma amacımızın ticaret ve turizm ekseninde Türkiye ekonomisine artı olacağı ifade edilmişti.Tam olarak bir şeyler yapmaya çalıştığımız anda Ortadoğu coğrafyası ileri demokrasi adı altında bir anda isyanlar ile karşı karşıya kaldı.

NATO yine burada barış adına devreye girme görüntüsü adı altında özellikle Türkiye kökenli şirketlerin büyük işler yaptığı Libya’yı bombalayarak bugün için 17 milyar dolara ulaşan iş hacminin durmasına sebep oldu. Sadece inşaat şirketleri adına ortaya çıkan fatura, turizm olarak 2010 yılında İstanbul’a gelen ziyaretçiler içerisinde hatırı sayılır Libya orijinli turisti artık 2011 yılında görme şansımız olmayacak.

Beyoğlu ilçesi İstanbul adına alışveriş turizmi ve konaklama açısından en önemli merkezi olmasına rağmen bu yıl dolulukların özellikle Ortadoğu ülkelerinden gelecek olan turistler tarafından sağlanacağı beklentisi artık konaklama sektörünü farklı pazar arayışlarına itiyor.Sorun zaten burada; Turizm olarak farklı pazarlar elde edebilmek karşılıklı vizelerin kaldırılması yönünde gerçekleşen dış politika atağı sonuçsuz kaldı.Suriye bugün yaşamakta olduğu kargaşa sebebi ile ülkeden çıkışları ve Türkiye ile olan sınırını her an kapatabilir. Böylelikle ülke olarak Suriye’den gelecek olan turisti ve yapmakta olduğumuz bir çok ihracatı önümüzdeki günler için askıya almak gibi yeni bir fatura ile karşılaşacağız.

İsyanlar bile yakında, uzakta olan ve ticari ilişki içerisinde olan ülkelerin ekonomisini zorluyor. Tablo böyle iken 2006 yılında Antalya şehir merkezinde bölücü terör tarafından patlatılan bomba neticesinde Türkiye turizmi iki ay erkenden sezonu kapatmıştı. Sadece bombanın patlamasından sonra oluşan maddi kayıp tutarı 900 milyon dolar. Sezonun erken kapanması ve işletmelerin erkenden sezonu kapatmaları ise sektörel istihdamı ciddi olarak sekteye uğrattı. Yabancı tur operatörleri kontrolünde olan yolcu potansiyeli bir anda Mısır’a yönelerek 2006 yılının turizm adına zarar hanesine sebep oldu.

Yıl 2011 aynı problemler ile karşılaşma riski çok yüksek.Ayrılıkçı terör,ekonomik kriz ve yanı başımızda şehirlerinde tankların gezdiği komşumuzun olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Terör illa ki illegal olarak yapılan bir olgu değil.Terör aynı zamanda “Devlet terör estirdi” diye tabir edilen bir olgu.Devlet her zaman kendisini korumak zorundadır.Bu yüzden adına devlet denir. Fakat 2011 yılı için Ortadoğu’da isyan adı verilen terör dalgası ve devletlerin buna karşı kullandıkları güç silahı ile son olarak NATO’nun barış adı altında yağdırdığı bombalar ; hepsi farklı bir illegal sonucu ortaya çıkartıyor. Belki sonuç legal olacak. Birleşmiş Milletler bu konuda karar alacak. Düşünen ve yazan herkes ise bugünden bunun doğru olmadığını biliyor.

Ortadoğu’da illegal olarak başlayan ve legal olduğu iddia edilen isyan dalgasının en büyük faturasını Turizm adına ülkemiz ödemeye hazırlanıyor. Rusya ve Almanya’dan Türkiye’ye bir turist yağmuru olacağı ise sadece maalesef ile açıklanabilir.Rusya ve Almanya eski ekonomi performanslarından çok uzakta duruyorlar. Ortadoğu’da savaşlar yaşanırken,ekonomik kriz ve kendi içimizdeki terör hareketleri yabancıları farklı arayışlara itiyor.Sadece turizm açısından değil ihracat ve yurt dışı işler açısından bile farklı arayışlar başlıyor.

Çok uç olmayan fakat yazdıklarımla örtüşen bir açıklama Rusya Otelciler ve Restoranlar Federasyonu Başkan Yardımcısı Alexander Ivanov’dan geldi.” Türkiye’de otel fiyatlarının artış trendine girdiğini Türkiye’ye Rus turist geldikçe fiyatların kademeli olarak artırıldığını bu yüzden Rusya ‘dan gelen tatilcilerin madem fiyatlar yüksek o zaman neden Türkiye sorusunu sormaya başladıklarını ve 2011 yılı için Rus tatilcilerin yeni ülkeleri tercih etmeye başladıklarını bu yüzden Bulgaristan’ın artık popüler bir destinasyon olduğunu ve Türkiye’nin alternatifinin Mısır ve Tayland olacağını” ifade etmiş.

Artık Rus tatilciler için Türkiye yerine Tayland. Neden mi? Yol maliyetleri aynı rakama ulaşmış durumda. Verilen hizmeti aynı fiyata başka bir ülkeden elde edebilmeleri tatil için yurt dışına çıkacak olan yabancıların rotayı farklı bir yere çevirmesine sebep oluyor.

Ve Rusya devlet olarak hazırladığı turizm master planı ile Antalya’ya alternatif olarak 65 milyar doları bulacak bir yatırımla Soçi’yi uluslararası turizm markası yapmak için kolları sıvamış durumda.2011 yılı ile başlayan turist kaybı süreci bundan sonra ivme kazanarak devam edecek .Terör ve bölgesel sıkıntılar, ekonomik kriz gibi bir çok konu ile boğuşan Türkiye bu gidişle turizm üzerinden elde ettiği gelirleri kaybedecek.

Strateji ve planlamanız olmadan profesyoneller ile çalışmadan koskocaman hazır para kaynağınızı kurutmak buna denir. Suçlu herkestir. Nasıl olsa gelirler bakış açısı ile market işletir gibi otel işletmeye soyunanlar turizm sektörünü dinamitliyorlar. Dinamit patladığı zaman sadece olduğu yere değil etrafına da zarar verir. NATO, Ege denizi ve Çanakkale boğazını Libya’ya yapılan uçuşa yasak bölge operasyonu çerçevesinde abluka altına almış.Yakında Suriye’ye müdahale adı altında Akdeniz askeri abluka altına alındığı zaman plajlarda turistleri hep beraber görme umudumuzu muhafaza ediyoruz.

Bundan sonrası planlaması ve stratejik derinliği iyi bilen profesyonellerin işi.

2011 yılı isyan dalgaları ve terör olayları gölgesinde yaşanacak bir yıl olarak şimdiden analiz edilebilir.Bu durumda turist ve ihracat için gelir artışı beklemek hayal olur.Umut her zaman fakirin ekmeği olduğuna göre bizim umutlarımız devam ediyor.Sonuç adını ne koyarsanız koyun terörün turizme yansımasıdır.

Hüseyin Hakkı KAHVECİ 30 Nisan 2011 Cumartesi 09:28
Kaynak :http://www.dunya.com/terorun-turizme-yansimalari-120798h.htm

Hakkında Hüseyin Hakkı Kahveci

Hüseyin Hakkı Kahveci Gazeteci, Yazar, Stratejist, Siyaset ve Terör Uzmanı olarak Free Lance yani bağımsız gazetecilik alanında faaliyet göstermektedir. 19 Kasım 1972 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İlk – Orta ve Lise eğitimini Ankara'da tamamlamış olup 1991 yılında Devlet Bursu ile yurt dışında burslu Tıp eğitimi almıştır. Sonrasında CSU – USA'de İşletme üzerine Üniversite eğitimi sonrasında MD; Master düzeyinde Uluslararası İlişkiler ve Management eğitimi almıştır.