Dünyanın yapmış olduğu “ Terör ve terörist “ tanımının birazcık dışına çıktık galiba.Herkes diyor ki “ El kaide ve Taliban militanları nasıl oldu da bir anda Suriye’de ortaya çıktı.Libya’da Kaddafi’yi deviren paralı askerler veya milisler nasıl geldiler.”
Zor soru, kolay cevap. Kesin bu terör west çeteleri aynı zamanda paraşütle atlama eğitimi almışlardır. Geçerken havadan bunları Suriye’ye bıraktılar. Öyle mi?
Ya da ABD iç güvenlik bakanı Türkiye’den batıya kalkan uçaklarda ki yolcu isim listelerini istemişti. ABD’liler bu işi fark ettiler. Hatta emin olun listeler ellerinde var. Hani biz vermeyi falan reddettik. Ama birçok ismi ABD şimdiden takip bile ediyor.
İran bir açıklama yapıyor. Sayın Davutoğlu’nun El –Kaide unsurlarına Yemenden barınma için yer arayışında olduğunu söylüyor. Tabi ki yok böyle bir şey efendim.
Sonra Yemen’in Aden limanına yanaşan bir gemide 3.000 adet tabanca ele geçiriliyor. Tabancalar 12 Eylül öncesinde Türkiye’ye sokulduğu gibi portakal ve limon sandıklarında gizlenmiş. “Tabancaların Türk malı olması kuşkuları artırıyor” dediler.
Kaldı ki ABD başkanlık seçimlerine 15 gün kala Hillary Clinton bir anda ABD dış politikasını ters yüz ediyor. Suriye muhalefetinin merkezi olan İstanbul’u bir bahaneyle Katar’a yani Doha’ya taşıyor. Aslında kontrolleri dışında ki muhalefeti kontrol altına alıyorlar. Katar bilindiği üzere ABD’nin en büyük üslerinden birisinin bulunduğu bir ülke.Ya da Türkiye’nin kontrolü kaybettiğini görerek buraya kadar dediler.
Katar emiri zaten bu işlerin içerisinde direk olarak yer alıyor. Her platformda varlar. Yani aslında Büyük Ortadoğu projesinde baştan aşağı yer alıyorlar.
İlginç ama ABD Genelkurmay başkanı Türkiye ziyaretinde bizim Genelkurmay’a bir arzusunu iletmiş diye bir haber iddia edilmişti. “ El kaide ve Taliban unsurlarının Esad sonrası yönetimde olmasını istemiyoruz.” Dedikleri iddia edilmişti. Tabii yok böyle bir şey. O yüzden Katar’a apar, topar taşındılar.
Hüseyin Hakkı KAHVECİ 16 Kasım 2012 Cuma ( Anayurt Gazetesi)
Sonrasında ABD Delta gücüne ait bazı birimlerin Türkiye’ye gelerek, Suriye’ye karşı operasyon yaptığı açıklandı. Tabi yine yok bir şey denildi.
Sonrasında Diyarbakır Askeri havaalanına gelen bir CIA uçağı iddiası ortaya atıldı. Yine yok bir şey dedik.
Bu kadar fazladan yok böyle bir şey dikkat çekmiş ki Rusya’da stratejisiler bugünlerde ilginç bir analiz yayınlıyorlar. Aynen şöyle “Made in Al Kaide: Türkiye için kürek, Rusya için tehlike”demişler. Ve devam ediyorlar “Suriye’de operasyonlar yapan Türk istihbarat servislerinin yönetim kadrosu ve Al-Kaide yönetimi arasında sıkı bağların olduğu son derece açık bir durum ve bu konuda hiçbir gizlilik mevcut değil. Bundan yüksek sesle bahsedilmemesinin ise tek bir nedeni var. O da Şam’dan gelen ana haber kaynaklarının esasen Suriye karşıtı koalisyona giren ve daha da ilginç olanı Al-Kaide’nin simgesi olduğu ‘uluslararası terörizme’ karşı aktif mücadele veren ülkelere ait kitle haberleşme medyası olması. “ diyorlar.
İlginç şeyler olmuş. İşin içerisinde bir illegallik var. Bu soruyu bende soruyorum. Bu terör west çeteleri tedavi altında Türkiye’ye getirildi diye iddia ediliyor. Sonra ise Suriye’ye gönderildi deniliyor. Şimdi bunlar nasıl ülkelerine dönecek? Dönemeyeceklerine göre nerede yaşamaları sağlanacak? Ya da imha mı edilecekler? Yine bizim iktidar terör tanımını değiştirerek bir düzenleme yapsa bari. Ortada kadayıfın altı yandı be.
Unutmadan artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınan kişiler resmi gazete ile duyurulmuyor. Yani bilgi verilmiyor. Suriye’den gelenler vatandaşlık için kuyruğa girmişler. Aralarında bu tipler var olabilir. Sahi millet biz bu konu hakkında bilgi sahibi değiliz. Haberimiz olmadan bol keseden vatandaşlık dağıtılıyor olmasın. Dedim ya kadayıfın altı yandı…