Her günümüz yeni bir haber ,yeni bir gündemle devam ediyor.Gündemin devamlı değiştiği ülkemizde şu sıralar sessizlik hakim gibi görünse de ,aslında gündem değişmeye devam ediyor..
Son sekiz yılda bir gecede kağıt üzerinde zenginleştiğimiz bu günlerimizi umarım yarınlar da aramayız.
Bir fakat var ; Öyle bir fakat ki bu ..İnsana ne oluyor dedirtiyor.
Her değişim sancılı olur.Oturmuş olan sistemi değiştirmek daha da sancılı olur.
Adına Özgürlük ve Demokrasi pelerini dediğimiz bu süreç nasıl işliyor? Gerçekten daha çok özgürleşiyormuyuz? . Daha çok içimize mi kapanıyoruz.
Cumhuriyet süreci ile başlayan ve devam eden Devrimler devam mı ediyor. Hayır devam etmiyor. Bir karşı devrim ile karşı karşıyamıyız?
Cevabı “ Demokrasiyi amaçlarımız için araç olarak kullanacağız” kelimesinde geçiyor.
Ülkenin itibarı artık birilerinin elinde amaçları için bir araç olarak kullanılıyor.Bu araç kullanıcılarının yapmaya çalıştığı da Tanzimat’a dönebilmek ..Yani yüz yıl önce ve yüz yıl sonra bütün sorun bu..Kendilerince Anadolu ihtilali ile yol alan Osmanlıyı tekrar ismen olmasa bile şeklen yapabilmek.Baksanıza devlet daireleri ve devletin her yeri vasıfsız insan yumakları tarafından doldurulmuş bile.Yetmiyor …Daha fazlası lazım..Her yer tek tip olmalı.Emekli olanların yerine gelecek olanlar da onlardan olmalı.Burada araç olarak kullanılan KPSS denilen sınav..Amaca hizmet eden ise devlet kadrolarının önündeki elli yılı kontrol altına alarak amaçlara hizmet edecek sistemi çökertmek mi ? Hayır değil..Mevcut bütün siyasal partileri sıfırlayarak aynen İran’da gerçekleşen seçimler gibi bir demokrasi oluşturmak….
Sonra da halk seçti. Bu demokrasidir, karşı çıkamazsınız gibi kelimeler ile halktan uzak insanların yarattığı sinerji ülkemizdeki kredi kartı borcunun yüz milyar dolarlara fırlamasına zemin hazırlıyor. 2002 yılı genel seçimlerinde hazinenin borç göstergeleri ; iç borç,dış borç,tüketici,IMF ,özel sektör hepsinin toplamı 230 küsür milyar dolar. Peki ya şimdi güvenilirliği tartışılan hazine müsteşarlığı verilerine göre 550 milyar dolar geçmiş , bana göre ise trilyon dolara yaklaşıyor.
Bunun adına insanları borçlandırarak tahakküm altına almak , kontrol etmek denir. Tıpkı son belde belediye seçiminin gerçekleştiği Ovaazatlıda olduğu gibi… Çiftçi düştüğü tarım kredisi ve haciz makasından kurtulmak için AKP tarafından söylenen “Sizin kredi borçlarınızı kapatalım.” Nasıl? “Bu bankaya olan kredi borcunuzu başka bankadan kredi transferi yaparak kapatabiliriz”, sözüne itibar ederek oyların % 56 sını AKP ye vererek zannetmiş ki kredi borçları kapanacak. İşte bunun adı borç sarmalı ile karşı devrim yapmaktır.Aynen böyledir.
Meraklanmayın ey halkım; Gün geldiğinde oylarınızın karşılığının hiç bir anlamı olmadığını IRAK’ a getirilen Demokrasi Belgeseli filmi izlediğiniz zaman anlarsınız.Fakat emin olun o zaman bu ülkeyi ne kredi transferi ile ödenen borçlar ; ne de karaborsa değer biçilen oylarınız kurtaracak.Belki bizler bile kendimizi kurtaramayacağız.
Bu günlük bu kadar..
Hüseyin Hakkı KAHVECİ ( Anayurt ) 13 Aralık 2010 Pazartesi