Ankara’nın 1923’te İstanbul’un yerini alıp başkent olacağını 100 küsur sene öncesinden haber vermesi Müştak Baba’nın çok tanınmasını sağladı.
İŞTE, MEŞHUR KEHANET…
Şimdi, Müştak Baba’nın Ankara’nın 1923’te başkent olacağını söylediği şiirini ve kehanetinin nasıl anlaşıldığını yazayım…
Şiirin orijinali şöyle:
“Me’vâ-yı nâzenîne kim elf olursa efser / Lâ-büdd olur o me’va İslâmbol ile hemser // Nun ve’l-kalem başından alınsa nun-ı Yunus / Aldıkda harf-i diger olur bu remz ızhâr // Miftâh-ı sure-i Kaf ser-had-i kaf tâ kaf / Munzamm olunmak ister Râ-yı Resul-i Peyamber // Hây-ı huy ile âhir maksud oldu zâhir / Beyt-i veliyyü’l-ekrem Elhâc Abd-i ekber // Ey pâdişâh-ı fehhâm Sultan Hacı Bayram / Revhân ister ikram-ı Müştâk-ı abd-i çâker”
Şiirde günümüzün Türkçesi ile şöyle deniyor:
“1000 mânâsına gelen ELF sözü, güzeller beldesinin başına EFSER, yani tâc olarak konursa, o belde İstanbul’dan farksız bir hâle gelir. Sonra, Yunus Suresi’ndeki NUN ve Kaf Suresi’ndeki KAF harfleri alınır. Hazreti Peygamber demek olan Resul’ün başındaki RI harfi de bunlara ilâve olunmak ister ve maksad “hây-ı huy” sözündeki “HE” harfi ile tamamlanır. Ey anlayışlıların padişâhı olan Sultan Hacı Bayram! Senin bulunduğun o güzel belde, bu değersiz kul Müştak’tan hürmet istiyor!”
Müştak Baba, şiirin ilk mısraında “1000” demek olan “elf” ve “tâc” demek olan “efser” sözlerini veriyor ve “efser”in başına “elf”in ilâve edilmesi gerektiğini söylüyor. Ebced hesabıyla 341 tutan “efser”e “elf”in, yani “1000” sayısının ilâvesiyle, Ankara’nın başkent yapıldığı 1923’ün Hicri takvimle karşılığı olan 1341 tarihini elde ediyoruz.
Şair, daha sonra beş mısrada sırasıyla “elif”, “nun”, “kaf”, “rı” ve “he” harflerini veriyor. Bu harfler, bu sırayla yazıldıklarında ortaya “Ankara” kelimesi çıkıyor. Yani, Müştak Baba, “Ankara”nın eski harflerle yazılışı olan “A-N-K-R-H” harflerini sıralıyor, “Güzeller beldesi ve Hacı Bayram’ın memleketi olan Ankara, 1341 yılında başlara tâc olacak ve İstanbul’dan -yani, şiirin yazıldığı zamanın başkentinden- farksız hâle gelecek” diyor.
Şiirin mısralarında gizlenen kehaneti Sultan Vahideddin’in tahttan indirilmesi fetvasını yazan Konya Mebusu, Evkaf Nâzırı, yani Vakıflar Bakanı ve “Hülâsatü’l-Beyân” isimli Kur’an tefsirinin sahibi Mehmed Vehbi Efendi’nin çözdüğü söylenir…
“Kehanet”, zaten Müştak Baba’nın yaptığı gibi işte böyle olur, olay yaşanacağı yerin ismi ve tarihi ile birarada böyle yazılır ama Nostradamus’ta bu şekilde tek bir ifadesi bile yoktur.
1996 yılında hayatını kaybeden Baba Vanga, 51’inci yüzyılda Dünya’nın sonunun geleceğini tahmin etmişti. 11 Eylül saldırısı ve Rusya’nın Gürcistan’ı işgali gibi önemli olayları öngördüğü söylenen görme engelli Bulgar kahin Baba Vanga (Vanga Nine), ardında bıraktığı felaket senaryolarıyla aramızdan ayrıldı. Hatta Donald Trump ve Brexit kehanetleri en yakın zamanda karşılaştıklarımız.
Amerika’da yaşayan Hopi Kızılderilileri, diğeri ise 16. yüzyıl başında İngiltere’de yakılmış Mother Shipton…
HOPİ KIZILDERİLİLERİ
Üçüncü dünya savaşı çıkacak!
Hopi kehanetleri, gelecekle ilgili uyarılarda bulunuyor ve yeni bin yılın başından önce dünyada kesinlikle büyük değişikler olacağını söylüyor.
Hopi adı ‘barış’ anlamına gelir. Hopiler’in kehanetleri yüzyılın sonlarında bizim Güneş sistemimize girecek mavi bir yıldızdan söz eder. (Astronomlar mavi bir yıldızın keşfini fotoğraflarıyla daha yeni açıkladılar.)
Bu yıldızın dünyada büyük bir değişime neden olacağı ve son olarak insan zihninde bir yükselmeye, açılmaya sebep olacağını söyler.
‘‘Güneş sistemimizde mavi yıldız, dünya üzerinde korkunç manyetik titreşimler… İnsanlık bundan hiç tahmin edemeyeceğiniz şekilde etkilenecek.’’
DOKUZ KEHANET
Ancak Hopiler’e göre bu sözler gerçekleşmeden, yani onlara göre dünyanın sonu gelmeden, gerçekleşeceğini söyledikleri dokuz kehanetleri var.
1- Beyaz tenli adamlar gelip kendilerine ait olmayan toprakları zorla alacaklar. Bunlar (beyaz) düşmanlarını gök gürültüsü (ateşli silahlar) ile vuracaklar.
2- Topraklarımız garip sesler çıkartarak dönen tekerleklerin gelişini görecek.
3- Bufaloya benzer uzun boynuzlu bir hayvan bütün ülkeyi işgal edecek.
4- Topraklarımız yılan telleri (demiryolu) ile kesilecek, bölünecek.
5- Ülke adeta dev bir örümcek ağı (telgraf, telefon ve yüksek gerilim hatları) ile sarılmış gibi olacak.
6- Ülke taş nehirler (kara yolları-oto yollar) ile bölünecek.
7- Denizler siyaha dönecek ve bu durum birçok canlının ölümüne sebep olacak. (Körfez savaşı ve çevre kirliliği).
8- Saçları bizim insanlarımız gibi olan pek çok genç insan dertli milletimize katılacak; (zorluk içinde olan) yöntemlerimiz ve bilgeliğimizle birlikte… (Hippiler)
9- Son işaret: Dünyanın üstünde göklerde bir yerleşme olduğu duyulacak. Ve bu, büyük bir gürültüyle dünyaya düşecek. (MIR uzay istasyonu kontrolden çıktı. Fransa üzerine düşmesinden korkuldu. Şu anda uygun bir yere düşürmeye çalışılıyor.)
Benim bahsettiğim 9 ve 19 kodlu süreç burada da önümüze çıkıyor. Yüzlerce yıl önce yazılmış bilgilerle.
Bundan kısa bir süre sonra Hopiler seremonilerine son verecekler.
Bunlar büyük yıkımın işaretidir.
Dünya ileri-geri sallanacak.
Bunların olması çok uzak değil. Mavi yıldız ‘Cocchina’ şu anda görülemeyecek kadar uzakta fakat dünyaya o kadar yaklaşacak ki, bir güneş gibi gözükecek.”
TOZ DUMAN VE KÜL!
Günümüzde yaşayan bir Hopi kızılderilisi, daha beyazlar Amerika’ya ayak basmadan önce yapılmış olan bu kehanetlerin bir kısmını aynen aktarıyor, bazılarını ise, yorumlayıp anlatıyor. Ve şöyle devam ediyor;
Hepimiz Hopiler’in 1. ve 2. Dünya Savaşları’yla ilgili ön görülerinde haklı çıktıklarını biliyoruz. Şimdiyse Hopiler bizi 3. Dünya Savaşı ihtimalinin bulunduğunu söyleyerek uyarıyorlar.
Ruhlar bizi iki defa uyardı. Şimdi üçüncü uyarıyla karşı karşıyayız.
Bu sefer hiç kimse korunuyor olmayacak.
Toz, duman ve kül! Gökten yağacak ateş ve küller bir bozkır yangınında olduğu gibi insanları kuru otlar gibi yakacak.
Bir çok mevsim boyunca tohumlar yeşermeyecek. Bütün bunlara nükleer savaşta kullanılacak atom bombaları sebep olacak.
Kuzey Amerika’nın en eski yerli kabilelerinden olan ve Kuzey Arizona’nın Black Mesa mevkiinde
Yaşayan Hopi Kızılderilileri 1. ve 2. Dünya Savaşları’nın çıkacağını önceden bilmiş, ABD hükümetini uyarmaya çalışmışlardı…
MOTHER SHIPTON
Altın Çağ gelecek..
1488’de İngiltere’de doğan ve büyücü olduğu gerekçesiyle yakılan Mother Shipton, savaş ve doğa felaketlerinden söz ediyor ama sonunda Altın Çağ’ın geleceğini de söylüyor. El yazmaları yıllarca Güney Galler Halk Kütüphanesi’nde halktan gizli tutulmuş, 30 yıl önce çalınmıştı. Hepsi ortaya döküldü…
Mother Shipton’un kehanetleri arasında en çarpıcı olanlar şöyle:
Devam edecek…
Efendim, yazıyoruz kitapları sizler okuyasınız diye. Okumak zihni açar. Hele bilgi okuyorsanız geleceği görürsünüz.
Okuyunuz ve okutunuz efendim..
ATAM TV – Ufuk Ötesi, Youtube platformuna abone olunuz. Önemli konular açıklıyoruz.
Kitapları İnternet ortamında almak için lütfen TIKLAYINIZ
Sevgi ve saygıyla…
Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci