Başbakan Erdoğan, ‘Cumhuriyet yürüyüşü’ nedeniyle “Polise barikatları kaldırma talimatı verilmediğini ve polisin görevini yapmadığını “ söylemiş.
Sonrasında düzenlenen “bu kutlama masum değil” diyerek aslında katılanlar adına yasal işlem sinyali verilmiş oldu. Ve tv ekranlarında özellikle yandaş kanalarda haberlerde basa basa “ İZİNSİZ GÖSTERİ “denilerek farklı bir süreç için temel atılıyor.
Böylece masumiyet karinesi yine güme gitti. Polisin görevini yapmaması konusu ise bir acayip. Verilen talimatla ortaya çıkan sonuç farklı olduğu için anlaşılan o ki biraz sinirlilik hakim.
Ankara’da Cumhuriyet mitingine katılanlar ile terörü destekleyen mitinglere katılanlar aynı kefeye konularak terörist denilmeyerek terör konseptine dahil ediliyorlar.
Anlaşılan o ki Atatürk adını ağzına almak önümüzdeki süreçte terör kapsamına alınacak.
MHP’ye gelince haklı oldukları ortaya çıkmış. Haklılıklarını seçimlerde göreceğiz. Özellikle bu süreçlerde yapılan açıklamalar milliyetçiler tarafından unutulur diye zannediliyorsa çok yanıldıklarını anlayacaklar.
İlginç ama BBP, AKP, MHP ‘nin aynı görüşte olması ,DP’nin ise ne dediğinin hiç bilinmemesi çok dikkatlice incelenmeli. Çünkü tv ekranlarında darbe paronayası yaratan gazeteciler aynı cümleleri sarf ettiler. Yani halk bayramı meydanda kutladı, Anıtkabire yürüdü diye nereyse darbeci ilan edildi.
Hal bu ki milli bayramların millet tarafından sivil olarak daha coşkulu kutlanabilmesi iddiası ile değişiklik yapıldı . Fakat sivil olarak milletin bayram kutlaması tarihe çok ağır suçlamalarla geçmiş oldu.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler ve siyasetçiler çıkıp masumiyet karinesini ellerinin tersi ile itiyorlarsa o halde burada düşünmek yerine sonucu anlamak gerekiyor.
On yıl boyunca herkes bu konularda bekledi. Sesini çıkartmadı. Ne zaman millet meydana çıktı. Hemen darbeci ilan edilmeleri için alt yapı siyaset mühendisleri ekranları doldurdu.
Millet bunu yemez. Artık olay farklı bir boyuta geçmiştir. Hep askeri suçlayanlar dün polisi suçlamaya başladılar. Polis milletin bir ferdi olup, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına görev yapıyor. O halde Atatürk yürüyüşüne müdahale etmeyen polisler nasıl bir suç işlemişlerdir? Yakında görevi kötüye kullandılar diye yaygara yapmaya başlarlar.
Hani asker bu milletin evladı. Darbeciler adına vatandaşa silah çekmezdi. Poliste bu milletin evladı. Türkiye Cumhuriyeti devleti adına kurucusu Atatürk ve Türk milletine silah çekmez. Belki gaz sıktılar ama burada nokta.
İşte iktidar sivil kutlama demişti. Vatandaş meydanda sivil olarak kutladı.Ortam çok gergin olmasına rağmen sağduyulu hareket edildi. Cumhuriyetimizin 89.Yılı böylelikle kutlanmış oldu.
Netice olarak vatandaşına havadan gaz bombası atan nadir devletlerarasına girdik. Kaldı ki ifade edildiği gibi kışkırtma kutlamaya katılanlardan gelmedi. Yani bizim istihbarat Uludere, Suriye, Uçak krizi ve Ulus gösterilerinde istihbaratı yanlış belirtmiş. Bu da tartışılması gerekir.
Cumhur’un başı yani milletin bir numarası Hipodromda, Cumhurun kendisi ise meydanda kutlamaları yaptı.
Burada her daim millet iradesinden bahsedenler bundan sonra millet iradesinden bahsetmekte biraz zorlanacaklar. Hani millet iradesini masum olmamakla itham ettiler. Şimdi nasıl olacak bu iş? diye sorsam yanlış yapmış olmam.
Dün dünde kaldı. Bugün başka bir gün. Önümüz kış .Her şey güzel olsun .Herkes mutlu olsun .
Hüseyin Hakkı KAHVECİ 31 Ekim 2012 Çarşamba ( Anayurt )